Bahçede Halûk Çobanoğlu’nun Koan fotoğraf kitabına bakarken aklıma Andre Gide’nin “Sanatçının bir tek şeye ihtiyacı vardır; anahtarı yalnızca kendisinde olan özel bir dünyaya.” sözü aklıma geldi.

Koan’daki fotoğraflara baktığımda kendisine ait olan özel dünyanın anahtarını merak edenlere teslim etmek istediğini hissettim. Bense meraklı biri olarak uzattığı anahtarını alıp önce 2007’de yayımladığı “Arabesk” fotoğraf çalışmasının ardından 10 yıl sonra kişisel fotoğraf tarihinin dehlizlerinde gezdiren “Bu Fotoğrafları Neden Çekiyoruz?” kitabını ve son olarak da geçen aylarda yayımlamış olduğu “Koan” fotoğraf kitabını inceledim.

Fotoğraf benim için hızla silinip gitmekte olan bir dünyanın kaydıdır. Öyle ki Halûk Çobanoğlu da tarihimizdeki geçiş dönemlerinde yaşanılan kültürel boşlukların ortaya çıkardığı etkilerini arabesk müziğinde keşfeder ve 1998-2006 tarihleri arasında bu yolculuğunu belgeleyerek Arabesk adıyla kitaplaştırır. Fotoğrafları incelediğimizde konser alanlarını dolduran dinleyicilerin kültür dünyasıyla karşılaşırız. Üstelik bunu hem kendisine hem topluma karşı nasıl yabancılaştığını bir sır gibi anlatarak yapar. Bunun üzerine Çobanoğlu’nun ön sözünde belirttiği şu sözlerinin altını çizmekte fayda var.

“Türkiye için arabesk, bir müzik türü olmasının ötesinde anlam taşır. Bu aşamada ‘her müzik türü, toplumun bütününde var olan çelişkilerin ve gerginliklerin izini taşır,’ diyen düşünür Adorno’ya hak veriyoruz. Konuya bu açıdan bakıp müziğin bir coğrafyanın, bir ülkenin sesli ve sansür edilemeyen tarihsel mirası olduğunu varsayarak dokuz yıldır arabesk müziğin izini süren bu belgesel fotoğraf projesinde, söz konusu dünyada yitip gidenin, kalıcı olanın ve değişenin izi sürülmeye çalışılmıştır.”

1950’li yıllardan sonra başlayan modernleşme sürecinin ortaya çıkardığı çatışmaların izlerini taşıyan arabesk müziğin sosyo-kültürel olaylarının kaydını tutarak bir bellek oluşturmuştur Halûk Çobanoğlu. Hepimizin bildiği arabesk dünyasının karamsar tarafıyla değil, bizi izleyicinin kültürel dünyasına yakınlaştırarak başkaldırının esas gerçekliğiyle yüzleştirir. Son olarak söylemek isterim ki Arabesk, zamanın hızında asla yok olmayacak kültürel bir dokudur.

10 yılın ardından gelen Bu Fotoğrafları Neden Çekiyoruz? adlı kitabı Espas Yayınları etiketiyle 2017 yılında yayımlanır. Fotoğrafın daha çok içedönük boyutunu anlatırken kendi fotoğraf tarihinin kapılarını aralar bizlere. Kapı ardına baktığımızda üzerinde çok fazla konuşulmayan zen hakkında bildiklerini aktarırken tanıştığı usta fotoğrafçılarının yaşam felsefelerini, arayışlarını ve varoluş mücadelelerini anlatır. Tanıklık eder. Bildiği ve yaşadığı dünyanın ruhunu hissederiz satırlarında. İlginç olanı görebilen, kendi yaşantısını fotoğrafa katan ve fotoğrafçının yolculuğuna dâhil olmak için iyi bir rehberdir.

Son olarak yeni çıkan çalışması Koan’a gelecek olursak hem tasarımıyla hem de fotoğraflarıyla canlı ve köklü bir çalışma olmuş. Kısa ömürlü ve gelip geçici olanı aşmayı arzulayan fotoğrafların yaratıcısı olan Halûk Çobanoğlu’nun Koan’ı, hayatına iz düşüren bir gerçekliğidir. Kendi türünü yaratmaya çabalayan arzulu bir parçasıdır da diyebiliriz.

Fotoğraf dünyayı, dünyada var olan ve yaşayan her şeyi yakından görme fırsatı verirken fotoğrafçı ise öznel çalışmalarıyla tarihsel, toplumsal, duygusal ve düşünsel boyutunun anlamlarını taşır yeryüzüne. Kendi eksenini yaratmış eşsiz bir gezegendir artık Halûk Çobanoğlu.