1907 yılının Nisan’ında hayata veda eden Arusyag Papazyan ile Üsküdar’da eski, yıkıldı yıkılacak ahşap bir evde buluştuk. Her şey böyle başladı aslında.
Yalnızdı. Unutulmuşluğu kabul edemiyordu. Alkışları, sahnede olmayı özlemişti en çok. Oysa hatıralarla yaşamaya lanetlenmişti.
Geçmiş ve gelecek yoktu onun için, nicedir geniş zamanlarda yaşıyordu çünkü. Kendine hapsolmuştu. Belleği bile ihanet etmeye başlamıştı. Olayları, geçmişi kendince yeniden kurguluyor, öyle anlatıyordu.
Osmanlı’da tiyatro sahnesine çıkan ilk profesyonel kadın oyuncu olan Arusyag Papazyan, Burak Süme ile hazırladığımız çalışma esnasında bize “yıllardır bütün sustuklarını” tek tek anlattı. Verdiği mücadeleyi, senelerin yorgunluğunu, şöhretin büyüsünü, alkış özlemini, peş peşe yaşanan düş bozumlarını, duygusal kırıklıklarını… Hayattan bir kabusa uyanmış gibiydi. Yalnızlık bir kement atmış, çekip bağlayıvermişti onu kendine. Gerçek ve üstü birbirine karışmıştı nicedir.
Pencerede belli belirsiz bir gölge, uzaklarda keman sesleri, sehpada unutulmuş siyah bir eldiven teki, duvarda paslı çiviye asılı, yıpranmış, rengi atmış bir yün hırka…
Arusyag Papazyan 1800’lerin ortasında, Osmanlı’da profesyonel anlamda tiyatro sahnesine çıkan ilk Ermeni kadın oyuncu olarak bir devrime de neden olmuştu aslında.
Tiyatro sanatının ufkunu aydınlatan bir yıldızın hazin öyküsüydü yaşanan. Her şey biraz yoruma, çokça varsayıma, hayale bırakılmış gibiydi sonrasında.
Arusyag Papazyan ile ilgili karanlıkta kalan çok detay, sayısız hadise, defalarca yeniden yapılandırılmış hayat hikâyeleri vardı. Sanki Arusyag adının unutturulması, belleklerden silinmesi istenmişti.
Bu kitabın sayfaları arasında, Arusyag Papazyan’ın yanı sıra Rozali Benliyan, Afife Jale, Mevdude Refik, Kadriye Hanım, Cahide Sonku, Toto Karaca ve Gülriz Sururi ile tiyatro sahnelerinde, fuaye ve kulislerde dolaşmaya hazır mısınız?
Arusyag Papazyan Kanon Kitap etiketiyle raflarda yerini aldı.