Firs, çiftlik satılırsa eğer sen nereye gideceksin?”

Anton Çehov’un “Vişne Bahçesi”nde ilk kez ortaokul öğrencisiyken, demek ki 1973 veya 1974 yılı olmalı, Nedret Güvenç, Cüneyt Türel, Ayşin Atav, Zihni Rona, Şener Şen ile dolaşmıştım.

Gencay Gürün döneminde, çok net hatırlıyorum, 1980’lerin ikinci yarısıydı, bu defa Arsen Gürzap, İsmet Ay, Savaş Dinçel, Atacan Arseven ile beraberken ağaçlara inen balta seslerinden irkilmiştim.

Sonrasında vişne ağaçlarının çiçek açtığı zamanların birinde Jülide Kural, Ali Taygun, Yıldıray Şahinler, Salih Sarıkaya, Metin Çoban ile yine o bahçedeydim.

Seneler geçecek ve yolum, bir defa daha Hümay Güldağ, Engin Alkan, Erhan Abir, Zafer Kırşan ile vişne bahçesine düşecekti.

Sahi Ferhan Şensoy, Derya Baykal, Tarık Papuçcuoğlu, Baykal Kent, Celal Belgil, Rasim Öztekin, Levent Ünsal ile “Fişne Pahçesu”nda az zaman geçirmemiştim.

Gülen Karaman, Volkan Severcan, Özdemir Çiftçioğlu, Erhan Yazıcıoğlu, Şebnem Özinal, Bora Severcan, Sefa Zengin, Emin And, Gülçin Gülrek, Yiğit Yapıcı, Bensu Begoviç, Deniz Bice, Murat Değirmenci, Yiğit Özer ile Madam Ranevskaya’nın çiftliğindeydim yine. (Belleğim yanıltmıyorsa Erhan Yazıcıoğlu ile “Vişne Bahçesi”inde ikinci karşılaşmam oldu bu. Şimdi Firs’i yaşar kılan Erhan Yazıcıoğlu, yıllar önce küçük bir roldeydi sanırım.)

Lubov Andreyevna, Leonid Andreyeviç, Yermolay Lopahin, Firs, Dunyaşa, Petya, Pyotr’ı çok özlemişim meğer. Hasret giderdik.

Oyun boyunca, Çehov’un hüzünlü romantizmine, keskin duygusallığına, toplumsal, bireysel sarsıntılarına ve bütün bunları ustalıkla teyellediği şiirselliğe bıraktım kendimi.

Bora Severcan “Vişne Bahçesi”ni son derece başarılı ve etkileyici bir biçimde sahneye koymuş. Çehov tarzına ve beklentisine uygun karakterlerin yanı sıra, kostüm, ışık, koreografi, müzik, sahne tasarımlarıyla tam da “Vişne Bahçesi”ne yaraşır bir esere imza atmış. Sahnede en ufak detaylara varıncaya kadar ince bir zevk bütünlüğü ve uyumu, duygu birliği sağlanmış. Başta Erhan Yazıcıoğlu, Özdemir Çiftçioğlu, Gülen Karaman, Volkan Severcan, Şebnem Özinal olmak üzere tüm oyuncular başarı çizgisinin üzerinde, kelimenin tam anlamıyla birer ustalık gösterisi sergiliyorlar. Hepsi canlandırdıkları kimlikleri öylesine sahici ve inandırıcı kılmışlar ki, belleklerde uzun süre kalacakları kesin.

Kısaca, “Vişne Bahçesi” sezonun en iyi, en etkileyici oyunlarından biri. Mutlaka izleyin, derim. Hem de hiç vakit kaybetmeden.

Tiyatro Sahnekarlar’ı bu özenli yapım için ayrıca kutluyorum.