Fotoğrafı bir anlatı geleneği içinde ifade biçimi olarak ele aldığımızda yazınsal türlerle olan ilişkisindeki dönüşümünü her zaman güçlü bulmuşumdur. Fotoğrafın yazınsal türlerde özellikle edebiyatla bağ kurması anlatı üsluplarına farklılık katmıştır. Buradan yola çıkarak Çimen Arya’nın Öteki Yayınevi’nden çıkmış olan Kendine Benzeyen adlı kitabını söyleyebilirim. Her ne kadar şiir kategorisine dâhil ediliyor olsa da şiirlere eşlik eden değerli fotoğrafların yer alması nedeniyle sadece şiir türünde yazılmış bir kitap olarak şiir kategorisinde değerlendirmek yargıları eksik kılacaktır.
Yazınsal türlerle bir araya getirilmiş fotoğraf çalışmalarına ayrıca baktığımızda önemli fotoğraf ustalarının buna dair birçok sözü olmuştur. Birbirine benzer tartışmalar tarih sürecinde hep tartışıldı ve hâlen tartışılmaya devam etmektedir. Fotoğrafın anlatım gücünü zayıflattığını düşünen taraflar olduğu gibi metinlerle desteklenilmiş fotoğraf çalışmalarının daha açıklayıcı olduğunu söyleyen taraflar da birbirinden değerli çalışmalar ortaya koymuştur. Anlatılan hikâyenin yapısındaki uygunluğunu gördüğümüzde metinlerle desteklenilmiş, deneysel metin çalışmalarda fotoğrafın yeri çok başka yerde durmaktadır. Elbette bu söylediğim her kitap/çalışma için geçerlidir diyemem.
Fotoğrafın diğer sanat dallarıyla etkileşimini gözlemlediğimizde en yapıcı ve hâlihazırda iş birliğine hazır bir yapısı olduğunu anlamak mümkün. Sürekli kendini yenileyen ve yeni anlatı teknikleriyle değişime açık olan fotoğrafın yapısındaki bu güç sayesinde diğer sanat alanlarında olduğu gibi edebiyat ile de güçlü bir bağ kurmuştur. Birinin kalemi ışık iken diğerinin kalemi ise sözcüklerdir. Gerçekliğin iki farklı yaratıcısını taşıması, temeldeki birikimlerini birbirlerine aşılaması disiplinliler arasındaki etkileşimi sayesinde yeni roller ortaya koymuştur. Damla Atak’ın fotoğrafları Çimen Arya’nın şiirlerine eşlik etmesiyle başlayan etkileşimin dönüşümü farklı bir bağ yaratmıştır. Şiirdeki ve fotoğraftaki anlatım güçleri aynı sayfalarda, Kendine Benzeyen’de bir araya getirilmiş.
ZULA
Ey sancı!
Yerküre ağrısı
Var say tekliğin hükmünde delirdi varlığım
Ey beni hayata
Göbek deliğimden bileyen eller
Çekin bıçaklarınızı
Ben dünyamı isterim
Çekin seslerinizi
Ben zulamı isterim
Ben kuytularımı
Çimen Arya’nın şiirlerine dönecek olursak şiirlerinde bir kadının sancısını, kederini, can sıkıntısını ve hayattaki yerinin ötekileştirilmesini ve varoluş mücadelesini anlatır. Kimi zaman kişisel yolculuğundan da izler taşır. Kadın olmanın dünya ağrısını sözcüklerinde hissettirirken bu ağrıyı dışa vuran Damla Atak’ın fotoğrafları da etkisini sürdürür.
Diyebilirim ki tekrarı kırıp çatışma yaratan bir kitaptır Kendine Benzeyen.
Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesinde okudu. Yunanistan, Belçika ve Türkiye’de çeşitli dergilerde yer aldı. Hayret adında bir fotoğraf fanzini çıkardı. Yazı ve fotoğraflarıyla ötekileştirilmiş insanlara aidiyet duygusu kazandırmanın peşinde, onarıcı ve yapıcı şeylerin gücünü gösterme arayışı içindedir. LGBTİ+’larla ilgili fotoğraf çalışmalarına devam ediyor.