Jan Devrim’in kaleminden “Meczubun Oğlu” edebiyat serimizden özel bir öykü dosyası olarak raflardaki yerini alıyor.
Nefes alıyor olmanın, baharı hissetmenin, gerçeği, ümidi, sevilmeyi ve aşkı, inancı, huzuru, şehveti, müziği ve şiiri, tavasından alınmış sıcak bir yumurta tazeliğinde günaydın denilmesinin kokusunu anlatıyor Jan Devrim.
Bu anlatı için oturduğunuz tabureden, sahnede kendinden geçmiş bir halde şarkı söyleyen müzisyenin, bir anda sözleri unutup, o anda içinden geldiği gibi ve melodiye kendini kaptırarak yeni sözler uydurması, sonra kaşlarını kaldırıp sizin gözlerinizin içine bakıp, oldu mu diye sorması kadar hakikat dolu.
Yahut yolda kendi halinize giderken, sırtında sopalar kırılan bir evsizin, bir an başını kaldırıp sizinle göz göze gelmesi ve nedense yediği dayaktan değil, sizin onu görmenizden utanması gibi bir anlatı.
Jan Devrim, hayatı koklama becerisine sahip. Yaş aldıkça, yaşanmışlıklarını duvara asan, git gide duvarında yer bırakmayan ve dönüp tüm bu yaşantılardan haz alan birisi. Bu yaşanmışlıkları edebiyat yoluyla paylaşmayı çok iyi beceren, eli kalem tutan hem de gayet iyi kalem tutan bir yazar kendisi.
Meczubun Oğlu, yazarımızın altıncı kitabı. Artık rüştünü ispatlamış, okurlardan gelen olumlu mesaj ve tepkilerle yaptığı işe inancı bir kat daha artmış, çok değerli bir yazar. Şimdi Meczubun Oğlu ile yelkenlerini bazen meltem ile bazen lodos ile doldurup, okuru oturduğu sandalyeye kah mıhlıyor kah yüreğini zıpkın gibi çarptırıyor. Olan bitene, olup bittiği günlük haliyle değil, olması gerektiği gibi ya da yazılması gerektiği gibi görme biçimi kazandırıyor.
Jan Devrim’in kahramanları kaldırımdaki betondan göğe uzanan ağaca şaşkınlıkla bakmasını bilen, tam düğün gecesi damada aşık olmadığı için onu bırakıp kaçan, çocuk parkını cennet zanneden, bindiği taksinin şoförüyle yer değiştirmeyi umut eden sayısız hal ve durum ile sarılı. Okuru da saracak bu hikayeler. Çünkü bu gidişatın özünde edebiyat var. Zor bulunan, ele avuca sığmayan ve durduğu yerde durmayan edebiyat var.
Jan Devrim
1974 Düzce doğumludur. İlk yazılarını yerel gazete ve dergilerde yayımladıktan sonra, Endülüs, Düş Çınarı ve Ay Vakti dergilerinde öyküleri yayımlandı.
Yayımlanmış Diğer Kitapları:
- Kayıp Bahçenin Çocukları
- Ben Deccal
- Bu Şarkıları Beni Ağlatmak için mi Yazdılar?
- Sakin Bir Gün İçin
- Benim Kişisel Kıyametim