İnsan, yaşamın anlamını ölümde bulur ancak.

-Oruç Aruoba, De ki İşte

Bu yazı Tolstoy’un meşhur eseri İvan İlyiç’in Ölümü hakkındaki bir inceleme yazısı değil. Aralarında isim benzerliği olsa da benim kaleme aldığım kişi gerçek hayatta yaşamış felsefeci, eleştirmen ve teorisyen Ivan Illich’in ta kendisi. Onun yaşamı boyunca savundukları ve 76 yaşında kansere yakalanıp dünyaya veda edişi arasındaki ilişki, yazının ana çizgisini oluşturuyor.

Elbette her ölüm vakitsiz ölümdür. Fakat Ivan Illich’in ölümünde bir istisna ile karşılaşıyoruz. O, yakalandığı kanser hastalığına karşı modern tıbbın bütün tedavilerini geri çevirmişti. Bir nevi bedenini ele geçiren kansere direnmeyi reddetmişti denilebilir.  Tabii onu bu karara iten sebepler vardı. Hayatı boyunca okul ve hastane gibi kurumları eleştiren Ivan Illich, “ölümlülüğüm”  olarak adlandırdığı tümörle hayatının sonuna kadar dostça yaşadı.

“Acı Çekme Hakkı”

Ivan Illich’in araçlar ve kurumlarla kavgası vardı. Onun modernite ve kalkınmaya karşı görüşleri, muhafazakârlığından ileri gelmiyordu. Illich, toplumda kalıcılaşmış kurumları ve teknolojik aletlerin insan üzerindeki tahakkümünü akılcıl yöntemlerle eleştirmişti. Söz gelimi arabalar, mobilizasyonu artırıp insanları hedeflerine ulaştırmakta elbette yararlıydı. Fakat belirli bir eşiği aştıktan sonra insanlar araba ve bunun gibi araçlara bağımlı hâle geliyordu. Illich için bu durum bir problemdi.

Tıp kurumu, medikalizsyon (tıbbileştirme) ve patoloji (hastalık bilimi)  Illich’in eleştirdiği diğer alanlardandı. Doktorlar elbette insanları sağlıklarına kavuşturduklarında toplum için oldukça önemli ve faydalıydılar. Hükümetlerin kontrolü altında adeta ticaret sistemiyle yönetilen tıp kurumuna gelindiğindeyse işin rengi değişiyordu. Illich’e göre modern ilaçlar insanların ağrılarını azaltsa da bir vakit sonra onları hissizleştiriyordu. Böylece ilaçlara bağımlı toplum bir problem hâline geliyordu.  Illich’e göre insanların acı çekme hakkı vardı.

Ölümü Dostça Selamlamak

Ivan Illich’e ömrünün son yıllarında kanser teşhisi konuldu. O, çektiği bütün acılara direnç göstererek çalışmalarını devam ettirdi. Doktorlar, onun çalışmalarını engelleyecek ölçüde yatıştırıcı bir tedavi öneriyordu. Illich, eşsiz bir kararlılık göstererek hayatı boyunca savunduğu fikirleri kendi hayatına da uyguladı. Nitekim 2002 senesinde Almanya’daki evinde hayatını kaybetti. Ardında 76 yıllık bir ömür ve sayısız eser bıraktı.

Kaynakça:

Ivan Illich ile Söyleşiler, David Cayley, Yeni İnsan Yayınevi

https://www.theguardian.com/news/2002/dec/09/guardianobituaries.highereducation