Evet bu gerçek. Dünyanın neresinde yaşıyor olursanız olun, evinizde gizlenen ve sizin etkilenmediğiniz meteoritler var. Tamam, bu meteoritler çok çok küçük boyutlarda, öyle ki onları görebilmek için mikroskoba ihtiyacınız olacak. Evinizde birkaç bin mikrometeorit bulunma şansınız oldukça yüksek. Onları arayacağınız gizli yerleri belirleyebilirseniz bulma şansınız o kadar artar. Örneğin yağmur yağmadan önce çatı suyunun tahliye edildiği su borusunun çıkışına bir kova yerleştirebilirsiniz. Çatıdan gelen malzemeler ve yaprakları ayırdıktan sonra daha küçük kalıntıları eski bir cam parçası ile ayıklamaya çalışabilirsiniz. Bundan sonraki işlemde ise oldukça güçlü bir mıknatısa ihtiyacınız olacak. Tıpkı “Neodimyum” mıknatıslar gibi. Ayıkladığınız kalıntıda demir içerikli bir pertikül varsa, neodimyum mıknatıs bunu kolayca tutacaktır. Bu partiküller , mikrometeorit olarak adlandırılan uzay tozlarıdır. Boyutları 25 μm ile 2 mm (1 µm=1/1000 mm) arasında değişmektedir.
Topladığınız partikülleri mikroskop altına yerleştirin. Mikrometeoritler, atmosferdeki ateşli yolculuklarının etkilerini taşıyan işaretlere sahip partiküller olarak kendilerini belli edecekler. Genel olarak yuvarlak şekilli olacaklar ve yüzeylerinde çok küçük çukurlar olacak. Çoğu meteorit, atmosfere girişinden itibaren yanmaya başlar ve kütle kaybeder. Bunların çok az bir kısmı mikroskobik boyutlarda yeryüzüne ulaşır.
Metal ve kayaç parçacıkları dünya atmosferi üzerine çarparlar. Bu parçalar, binlerce saatte binlerce kilometre yol kateden ve çoğu golf topu büyüklüğünde olan parçalardır. 80 ila 100 km yükseklikte atmosfer oldukça ince olmasına rağmen, parçacıkların uzaydaki bu yolculuklarının ardından sürtünmeyle yüksek ısıya ulaşmaları ve yanmaları için yeterli etkiyi oluşturabilirler. Ki bu da gökyüzünde ”fireball” (ateş topu) olarak adlandırılan meteorların görünmesine neden olur.
Birçok meteor atmosferde yanarak yere ulaşamadan yok olur. Atmosferdeki bu yolculuk sonrasında tabir yerindeyse hayatta kalan ve yere ulaşan parçalar “meteorit” olarak isimlendirilir. Her yıl yeryüzünde tahmini 30.000 ila 78.000 ton arasında dünya dışı malzeme birikir ancak bunların çok azı meteorit olarak tespit edilebilir. Bu biriken malzeme aslında güneş sistemi oluşumundan arta kalan enkaz, asteroid parçaları ve kuyruklu yıldız tozlarıdır. Peki yere ulaşan meteoritler niçin az gözlenir? Birincisi, malzemenin çoğu okyanuslara düşüyor. İkincisi ise yere ulaşanların fark edilemeyecek kadar küçük hatta çoğu mikroskobik boyuttalar. İşte bu mikroskobik boyuttaki malzeme, “mikrometeorit” olarak adlandırılıyor. Her yıl tonlarcası yeryüzüne ulaşan bu mikrometeoritler evimize, bahçemize ve her yere yavaşça sızıyorlar.
Örneğin, Antarktika mikrometeorit toplanabilecek en iyi yerlerden biridir. Çünkü orada mükemmel izole bir ortam, temiz bir çevre ve düşmüş olabilecek dünya kaynaklı çok az parça/materyal olacağından, bulunan parçaların meteorit/mikrometeorit olma olasılığı çok yüksektir. Dünyada “Cold Regions Research and Engineering Laboratories” adlı birim altında Amerika (Vicksburg)’da çok geniş bir mikrometeorit koleksiyonu mevcuttur.
Yukarıdaki resimde görülenler Antarktika’dan alınan bir buz eritilerek içerisindeki parçaların elenmesi ile elde edilen birikimdir. Renkli parçalar çeşitli kayaçlar, koyu renkli olanlar ise mikrometeoritlerdir.
Birçoğumuz Antarktika’da alan taramasına çıkamayacağımız için, mikrometeorit toplayabilmemizin en kolay yolu yağmur suyunu filtreleme ve ayıklama gibi gözüküyor. Mikrometeoritler her yere düşüyor ancak toplanılabilen en iyi yerlerden biri çatılardır. Çatıda biriken materyal, yağmur suyu ile tahliye borularından geçer. Boru çıkışına yerleştirilecek bir kova ya da büyük bir kap ile su biriktirilir ve sonradan dibe çöken materyal ayıklanır.
Mikrometeoritler, atmosfere girişteki ısınma sonrası uğradığı dokusal değişime göre dört farklı tipte olabilirler. Bu dört tip, iri taneli, ufak taneli, kozmik küresel ve cürufumsudur.
Çoğu mikrometeorit dış yüzeyinde yanık kabuk barındırır ancak bu kabuk meteoritlerin aksine mikron kalınlığındadır. Bu nedenle analizi ve fotoğraflanması ancak elektron mikroskobu ile mümkündür.
-
Kozmik Küresel Mikrometeoritler
Bu tip mikrometeoritler, atmosfere giriş sırasında çok aşırı ısınmış olan materyalin oluşturduğu türdür. Yuvarlak şekilli, daha çok küresel ve keskin kenarları olmayan mikrometeoritlerdir. Silikon, oksijen, magnezyum ve demir içeren silikatlardan oluşurlar. Bazen demir-nikel ve kükürt içerenleri de olur. Silikat ve sülfid içerenler genelde daha koyu renklidir. Kozmik küresel tipin bir alt kümesi diyebileceğimiz şeffaf ve beyaz tipte olanları da mevcuttur. Çünkü onlar küreselliklerinin yanı sıra buharlaşma sırasında demir içeriklerini kaybederler.
Taramalı elektron mikroskobunda baktığımızda yapılarının çok düzgün olduğunu görebiliriz.
-
Cürufumsu Mikrometeoritler
Bu tip mikrometeoritler ise atmosfere giriş sırasındaki ısınma ile eriyen ve köpüren malzemenin boşluklu ve veziküller (gözenek,kese) içeren türüdür. Gözenekli yapıdadırlar ve kozmik küresel tipten sonra en çok ısınan türdür.
-
İri Taneli Mikrometeoritler
Bu tür, bir mikrondan daha büyük mineral tanelerinden meydana gelir. Mineral taneleri matriks ile bir arada tutulur. Genelde tanelerin iriliği matriksi çok görünür kılmaz.
-
İnce Taneli Mikrometeoritler
Silikat ve sülfidlerden oluşan, taneleri mikrondan ufak mineral parçalarından oluşan mikrometeoritlerdir. Taneler matriks ile bir arada tutulur. Bu matriks, organik bileşikler ve diğer karbon formlarından oluşur.
Sonuç olarak mikrometeoritler, kimyasal içerikleriyle asteroid ve kuyruklu yıldızların ikisiyle de ilişkili olduklarını gösterirler. Birçok mikrometeorit içerdikleri mineral dizi bileşimi ile karbonlu kondrit meteoritlere benzemektedir. Bu minerallerin çoğu silikatlar ve demir sülfidlerdir. Mikrometeoritlerin matrikslerinde ana bileşen karbonlu materyal, polisiklik aromatik hidrokarbonlar, alifatik zincirler ve yıldızlararası tozdur.
Evinizde, bahçenizde ve çatınızda bu tip bir uygulama yaparsanız benimle iletişime geçebilirsiniz.(ersinkygsz@gmail.com )
1 comment