Kadir İncesu’nun çeşitli dönemlerde yaptığı söyleşilerin bir bölümü “Dile Gelen Kalem” adıyla Usar Yayınları tarafından yayımlandı.

Kitapta Pakize Türkoğlu, Güngör Gençay, Nihat Ziyalan, Ülkü Tamer, Metin Demirtaş, Ayla Kutlu, Afşar Timuçin, Refik Durbaş, Necati Tosuner, Feyza Hepçilingirler, Öner Yağcı ve Osman Bozkurt ile yapılan söyleşiler yer alıyor.

Söyleşi ve yazıları Evrensel, Evrensel Kitap, Cumhuriyet, Cumhuriyet Kitap, Yurt Kitap, Birgün, Birgün Kitap, Varlık, Berfin Bahar, Kar, Tay, Şehir, Kurşun Kalem, Yaşam Sanat, Kıyı, Gazete Kadıköy, Sanat Yaprağı’nda yayınlanan İncesu bugüne kadar her daim örnek aldığı Güngör Gençay ile “Maviden Yeşile Naci Girginsoy” (Gerçek Sanat Yayınları, 2010), Osman Bozkurt ile “Güngör Gençay’ın Ardından” (Usar Yayıncılık Mayıs 2013), Osman Bozkurt ve Çağlar Mirik ile “Bülent Habora” (Yar Yayınları Nisan 2014) adlı kitapları hazırladı.

“Dile Gelen Kalem” bugüne kadar yaptığı, bazıları çeşitli yayın organlarında yayınlanan söyleşilerden bir bölümünü içeriyor.

İncesu, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve BESAM üyesi…

Osman Bozkurt’un Arka Kapak Yazısından…

Yaşamak direnmektir. Her direnişin bir bedeli, katlanılan her bedelin bir meyvesi vardır. Emek veren meyvesine kavuşursa tadından yenmez. Dile Gelen Kalem, Kadir İncesu’nun yıllarca biriktirdiği emeğinin hatırı sayılır bir meyvesidir. İçinde birbirinden farklı bakış açıları olan şairler, deneme ve öykü yazarları ile romancılarımızı bulacaksınız. İncesu’nun sorularıyla dile gelen şair ve yazarlarımızın, bu kez kendi dünyalarına, yaşam felsefelerine, şiir ve nesirlerine ilişkin görüşlerine erişeceksiniz.

Dile Gelen Kalem,edebiyat dünyamızdaki bu kalemlerin yazdıklarıyla yaptıkları arasındaki köprülerin kurulmasını ve eserlerinin daha sağlıklı yorumlanmasını kolaylaştıracaktır. Çünkü ne öykü, roman ve deneme yazarları ne de şairler genellikle kendi ürünleri ve hayatları hakkında yazmazlar. Her yazarın kitaplarında kısaca doğum bilgileriyle yaşadıkları şehir ve eserleri yer alır. Nadiren anılarını kitaba dönüştürenlere rastlansa da bunlar, okur ve edebiyat tarihçileri tarafından haklı olarak daha bir kuşkuyla değerlendirilir. Çünkü insanın doğası gereği kendine karşı tarafsız olmakta zorlanacağı bilinir. Bu nedenle söyleşi ve günce gibi başka edebi türler hem okurlar hem de edebiyat tarihçileri için önemli bir kaynak işlevi görür.