Wilson Hükümeti Dönemi’nde,1916 yılında kurulan “Ulusal Kadınlar Partisi (NWP)”nin öncüsü olan Alice Paul (1885-1977), kadınların oy hakkı ve özellikle insanlık hakkı olan gerçek eşitliği uğruna önemli çalışmalarda bulunup değerli katkılar sağlamıştır. Amerikan yapımı olan ve yönetmenliğini Katja von Garnier’in üstlendiği “Demir Çeneli Melekler” filmi, 15 Ocak 2004 tarihinde vizyona girmiştir; tarihi drama türündedir. Amerika’da kadınlar oy hakkını 1920 yılında elde edebilmiştir.
Filmin başkarakteri olan Alice Paul’un (Hilary Swank), 1912 yılında anayasa değişikliği için lobi oluşturmasıyla kadınlar Beyaz Saray’a yürüyüş düzenleyip seslerini duyurmuş, beklenen tepkileri almaya başlamışlardır. Dönemin başkanı Wilson, kadınların hakları için sabretmelerini isterken amacı onları oyalamaktır. Oysa bunun arkasında Başkan’ın kültüre, dile işlemiş olan maskulen dünyanın normlarını ve yasalarını kaybetme korkusu vardır. Eril mantığa göre, insanların dünyası değil “Men World” diye adlandırılan erkeklerin dünyasının ellerinden gitmesi onlar için otorite, kontrol mekanizmasının ellerinden uçup gitmesi demektir. Erkek egemen dünyanın düşmesi, bir savaşta ülkenin toprak yitirmesi ve yönetim gücünün ellerinden alınmasıyla eş değer bir anlam kazanmaktadır.
1916 yılında Wilson tekrar seçilir. I. Dünya Savaşı zamanı kadınlar, Başkan’ı Saray’ın önünde nöbet tutarak boykot etmeye devam etmektedir. Bu süreçte “demokrasi” için savaştığının propagandasını yapan Wilson, kadın hak ve özgürlüklerini hiçe saymaktadır. “Vatana İhanet” suçlamasından kadınlar çekinse de kamuya ait her alanda mücadelelerine kararlı bir direniş gösterirler ancak dönemin siyasi figüranları bunu engellemek için kadınları “siyasi suç” tan değil de “trafiği engelleme, görevdeki polise hakaret etme” suçları ile mahkemeye çıkarırlar. Kadınlar, para cezası veya altmış gün hapis cezasını seçmek zorunda bırakılmaktadır. Kadın Hareketi’nin direniş gösteren öncülerine göre para cezasını kabul etmek, suçu kabul etmek demektir. Görülen mahkemede bölge savcısı kadınlara altmış gün hapis cezası verir. Kadınlardan bazıları Başkan’dan özel af talebini gündeme getirse de istikrarlı kadınlar ise anayasal yurttaşlık hakkını kullanmayı tercih edip gözaltına alınmayı göze alır, sonrasında temyize gidilmesini istemektedir. Haklı davalarına kan kanseri olan Inez Millholland (Julia Ormond)’ın sokaklarda halka hitap etmesi aktif direnişe anlamlı ve değerli bir katkı sunmaktadır.
Kadınların hapishanede aç ve susuz bırakılması, işkence ve şiddet görmesi insanlık hakkı ihlalidir. Alice’in hücreye atılması açlık grevine başlamasına neden olur, böylece onun deli olduğu düşünülerek bir psikiyatrın yanına götürülmesi istenmektedir. Başkan’ın temsilcisi, doktordan uzman görüşünü talep eder. Amacı özellikle Alice’i ve yoldaşlarını takip etmek ve onların kendisi için bir tehlike yaratmasını önlemektir. Doktorun ona mesajı ölüm orucunun delilik olmaması, cesaret işi olmasıdır; Alice muhakeme yeterliliğini kaybetmiş emareler taşımaması olmuştur. Filmdeki bir adamın ağzından çıkan Amerikalı bir kahraman olan Patrick Henry’nin “Beni özgür bırakın ya da öldürün!” sözü, kadınların ne kadar iradeli, güçlü, azimli olduğunu gözler önüne sermektedir. Zorla yemek yedirilmek için boğazından aşağı hortum sokulmaya devam edilen Alice, hapishanede erkek hegemonyasının zulmüne katlanmaktadır, bir bakıma şiddet ve işkenceye maruz kalmaktadır. Şehit olması, hükümet için tehlikelidir çünkü hükümetin toplum nezdinde statü ve itibarının bozulması, başarı ve güç müptelası olan koltuk sevdasındaki ataerkil zihniyetteki siyasiler için oy kaybetmek demektir.
Saray önünde mitinglerde kadınlar sivil ve askeri erkek fark etmeden ön yargılı kesimlerin lincine uğramaktadır, ayrıca toplumun her kesiminden kadının kadına şiddeti, düşmanlığı devam etmektedir. Senatör T. Leighton, hükümet adına çalışırken kendi yandaşlığı ve kariyeri uğruna karısının siyasi görüşünü ve kadınlara yardımlarını engellemek istemektedir. Emily Leighton (Molly Parker) kocasının baskı ve aşağılamalarına, çocuğunun velayet hakkıyla tehdit etmesine dayanamayıp kendini sorgulamaya başlamaktadır ve kendisini kadın mücadelesi içinde bulur; eylemlere katılırken kızını da yanında götürür, Saray’ın önünde eylemlere katılarak hapishaneye girmekten korkmayıp tutuklanmayı göze alır. Senatör, cezaevinde karısına yapılan eziyet sonrası harekete geçse dahi tüm kadınlara yapılan şiddet, kamuoyuna ve dünya basınına yansır. Ayrıca burada senatör, eşini ziyarete gittiği bir günde çok güvendiği ve memnun olduğu mevki, hukuk ve yasa bile eşine imtiyaz tanımamaktadır, eşiyle görüştürüldüğü an hapishane müdürünün gözetiminde ve fiziksel temas olmadan konuşma şartına uymak zorunda kalmaktadır. Dünyanın tepkisini almaktan çekinen Wilson, demeç verip kadınları serbest bırakmak zorunda kalır, eril tahakküm ne zaman bir tepki ve itiraz gördüğünde ancak harekete geçebilmektedir.1920 yılında anayasa değişikliği ile kadınlar oy hakkını kazanırlar ve Birleşmiş Milletler Temyiz Mahkemesi, kadınların tutuklanmasını anayasaya aykırı bulmuştur. Alice Paul, 1977’de ölene kadar kadın hakları için direnmiş ve kadınları savunmuştur; kendini adamış olduğu felsefe ve onun kararlı duruşu tüm kadınlara ilham olmaktadır.
Demir Çeneli Melekler’den olan Alice, Beyaz Saray’ın önünde protesto yaparken Wilson’un sözlerini okur, buradaki amaç toplumun her kesimine kadının sesini ve kimliklerini duyurabilmektir. Bazıları ise şöyledir:
“Ben Amerikan idaresinin halkını yürekten sevdiğine inanıyorum. Her şey insanların özgürlüğü için.”
“Gerektiği zaman ajitasyon yapmayı unutursak bu ulusun tarihini de unutmuş oluruz.”
“Özgürlük; vahşi, eyersiz, dizginlenmesi gereken, sınır konulamayacak bir değerdir.”
“Mutlak uygulama olmadığı sürece özgürlüğü dile getirmenin bir anlamı yoktur.”
KAYNAKÇA
Aydıner, A. (2018). Demir Çeneli Melekler. Hukuk Gündemi Dergisi. 8 Mart Kadın Özel Sayısı:61-62. http://www.ankarabarosu.org.tr/Siteler/1944-2010/Dergiler/HukukGundemiDergisi/2018-ozelsayi.pdf.
Gültekin, E. (11 Ocak 2021). 11 Ocak 1885: Tarihin akışını değiştiren ‘Demir Çeneli Melek’ Alice Paul. Çatlak Zemin.
Kat, H. (27 Ekim 2018). Aslında Bütün Melekler Demir Çenelidir. Arsız Sanat.
Elinize saglik cok guzel yazi okurken bilgilendim masallah