ağır küf
kokusu sinmiş,
rutubetli gece karanlığında donup
kalmış zamanın orta yerinde
intihar
süsü verilmiş sevişmelerden izler
taşıyan bedenler
bırakmışım ardımda,
çırılçıplak
dokunaklı ezgiler kutsal ayinlere fısıldanırken
mor’a çalan kırmızı renkli
dudaklarından
aforoz edilmiş ruhum
bütün günahları şeytanın refakatinde işlemiş
doğmamış ölü
çocuk damlaları süzülmüş kasıklarında 0 rh(+) kan kaybım
göğüslerinde parmak izlerim
ve
solgun teninde
teşhis edilmeyi bekleyen kokum eksilirken satır satır
soğukkanlılıkla
hiçbir dinde anlatılmayacağım
hisleri yitirilmiş
noktalı yerleri çoğalmış yalnızlığımın imla
hatalarını arıyorum aforizmalardan bozma cümleleri kusarken
sustuğum hüzünlü sözcüklerde ekşimiş konyak tadı var
korkarım
hiçbir dilde anlaşılmayacağım
titrek mum alevleri, sancılarıma gölgesini düşürüyor kirli yüzlerin
iltihaplı bulantıların kusmuğunda kadeh
kadeh boğulurken
sana veda etmek yerine
sana feda edilmiş bir hayatta tükeniyorum
büyük puntolu gazetelerin üçüncü sayfasında bana
ait olmayan
tek bir kare resmin altında geçiyor adım
gerçeği anlatamayan hikayelerin
cinayet dipnotu olarak
otopsim istenmiyor
zaman di’li geçiyor
kentte caz esintileri
vodviller
vapur seferleri
hayat akıp geçiyor
*Kapak görseli: Meral Kuru