Elinde tutamazsın onları da, diğerlerini tutamadığın gibi… Uçuşurlar… Güneş ışığı vurduğunda da üzerlerine, göremezsin… Ama duyarsın… Fısıldarlar… Toz ve toz… Ama yalnızlardır da… Bir araya gelene kadar… Göremezsin de geldiklerini… Ama işitirsin… Kapatırsan gözlerini, belki…

Kırmızı Kerublarla Madonna
GIOVANNI BELLINI, 1485

Biraz güven hissi, belki de güvenli bir alan… Ele avuca sığanından… Geldiği yerde çok vardır bazen, düşünmez insan sonunu ya da ucunu… Bazense düşünemez… Alan memnunsa şayet veren de memnundur ne de olsa… Küçüğü büyütür, büyüğü ilerletir, ilerledikçe öğrenir ve korur ve sever… Bir nefes fazlasını veremese bile sevdiğine, şifa olur gözle görülmeyen yara izlerine…

Bakıcı Madonna
AMBROGIO LORENZETTI, 1330

Bazen insan, en çok korktuğu şeyin bir başka insan olduğunu söyler… Bir başka insana… Yalnızken daha mutlu ve huzurlu hissetse de kendini, Tanrı’ya ve meleklere sığınır… Arada sırada… Af diler, merhamet ister, kendini açar onlara… Gözle göremiyor ne de olsa… Ya aradaki saydam perde ortadan kalkarsa? Gün yüzüne çıkacağı varsayılan gerçekler, ay ışığının altında derinlere ulaşırsa… Ortaya çıkmadan, usul usul… Ne bırakır ki geriye? Muhtemelen bir perde… Şüpheyle dokunmuş iplikleriyle… Bir perde…

5 Melek Tarafından Çevrelenmiş Meryem ve Çocuk
BOTTICELLI, 1470

Tek gaye maviye varmak, maviyi görmek, tatmak, dokunmak… Emmek… Kana kana emmek maviyi… Bir çift göz senin üzerindeyken bile, “Benim o”, diyerek emmek… Belki tadına bayıldığından değil ama hayatta kalabilmek için emmek…

Madonna ve Çocuk
GIOVANNI ANTONIO BOLTRAFFIO, 1490

Oldu da vardık maviye… Hem tattık hem dokunduk, sıfır şüpheyle… Durmalı ve bir soluk almalı… Maviyi mavi yapan sarıya odaklanmalı, bağrına basmalı… Işıltısını doldurmalı ciğerlere…

Kıymetini bilmeli mavinin, yarın gidecekmişçesine… Ama unutmamalı da sarıyı, hayat vereceği yerler sadece buralardan ibaret değil… Bütün gözlere, tenlere, ciğerlere ve kalplere… Olanlara ve henüz olmamışlara… Geciktirmeden zamanı gezdirmeli elini pürüzsüz teninde… Minik dokunuşlar bahşetmeli, bir öpücüğü çok görmemeli…

Küreyle İsa Bebek
ALBRECHT DURER, 1493

Bazense yummalı gözleri karanlığa… Adım adım ilerlemeli o tozpembe yanaklara… Bir saniye, izin ver gözlere… Hissetsinler… Dokunsunlar… Öpsünler… Okşasınlar… “Annem” deyip de sarılsınlar… Olanlara da olmayanlara da olamayanlara da sarılsınlar…

Tabureli Meryem
RAFFAELLO, 1515