beni dış görünüşlerimden yargıla
çünki ağızda tutulan esrar, omza saplanan kaygı
ve dizlerimi hoyrat eden asfalt
tüm bu çıkıntılar benim gövdeme yağmurlu sular akıtıyor
sırtımda ne sıhhatli kimseleri tutabiliyorum
ben
ne murdarlıklar kollarımda dimdikleşebiliyor.
sen bin kez ağlamaklarından sonra bile
isyana kimse, devrime yoldaş
allaha inanan olarak kalabildiysen
seni ben bir avuç büyüklüğü kadar küçülttüğüm günlerde
sen anla ki başını çevirip taş olmaklardan ibaretmiş dünya
çünki gördüğün göz, kestiğin baş
bana biçtiğin ömür gökten çalınıp yere dikilmiştir
ne ki haklı ne ki kırgın
aklımla yükselttiğim binyıllık gavur bir uğraş
bahara güz diye seslenen adamlar arasında erimiştir.
çünki siz çok muhakkak sözcüklerle yürüyorsunuz yolda
bu mutlaklık içimde intiharları tutmak kadar kime sarhoş
kime kimsesiz yüksek yerlerden atlamaklardan kalıyor
siz hızınızı çok artırmayın
çünki giydiğin kavuğun kurtardığı kimse, elimde tuttuğum dikkat
kınıma sokulmaya üşengeç protokol
ne ki ulaşmıştır altımda güçlü sesli murdarlık
yanımda gövdeli adamlar ve anlam yüklü binlerce pazubantlı kol
bu yüzden binlerce kez sokakta sana uyuduysam
sana sokakta yalvardıysam aklını unut kaç kere
binlerce kez sana dizlerimi döverek haykırdıysam gir içerilerime
kaç kez sen benim ayaklarımdan aşağıda kalamadıysan
sen ve siz ve birkaç ırk daha kulaklarını kestirdiyse allaha
ki allah sanmayın ki sizden ayrıdır bu dünyada
içine yalvarmak ve rezil olmaklardan bir toprak almayan insan
anlayamaz da nasıl yırtıklık sadece cinse ulaşmaktır insanda
insan nece kelimesizliklerle aşık ve fani ve adenli kalmıştır dünyada.
İlk edebiyat yazım “Coğrafya Kaderdir” adlı yazımla “Taş Mektep’in Yolcuları” adlı sempozyumda yayınlandı. Bunun dışında Kabataş Lisesinin düzenlediği başka bir sempozyumda 2019 senesi içerisinde Vahhabiler üzerine bir makalem yayınlandı. Şu an aktif olarak Kırık Plak dergisinde yazmaktayım. Fotoğraf çekmekteyim ve Kırık Plak dergisinin fotoğraf atölyesi olan Kırık Mercek mecrasının editörlüğünü yapmaktayım.