Ailelerimizden sürekli duyduğumuz, “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” ya da “Arkadaşlarını dikkatli seç” lafları artık bilimsel olarak da kanıtlanmış bir dogma olarak karşımıza çıkıyor.

Dortmouth’da yapılan bir çalışmaya göre, yakın arkadaşlarımızla kıyaslandığımızda benzer olaylara benzer tepkiler verdiğimiz ortaya çıkmış. Yani bir film izlediğimizde aynı sahnede çok yakın ya da aynı hisleri duyup, benzer şeyler düşünüyoruz.

Yapılan araştırmalarda, bize benzeyen insanlara daha yakın hissettiğimiz – gerek arkadaşlık gerek de duygusal ilişkiler olsun – bize benzer gen kombinasyonlarına sahip kişilere güven duyma eğilimimizin diğerlerine göre farklı olduğu ortaya atılmış. Yani zıt kutupların birbirini çekme efsanesi, mitlerden öteye gidemeyecek eski bir hikayeden ibaret. Aynı sosyal bağlara, cins, etnik köken ve yaşam şartlarına sahip bireyler birbirini seçer ve çeker; buna “Homofili” diyoruz.

Homofili, en eski organizasyon ilkemizdir. Hayatta kalmak için güvenli limanları seçeriz. İnsan evriminin “Farklılaştıkça Büyürsün” ilkesine ters düşse de eski zamanlardan beri küçük avcı – toplayıcı gruplar, Primat atalarımızdan beri bu felsefeyle hayatlarını, sosyal yaşamlarını organize ettiler.

Gözlemlenmiş ki, kişiler kendilerinden farklı özelliklere sahip bireylerle iletişime geçtiklerinde amaçları, mesleki iş birliğinden ibaret ve görev odaklı oluyor. Ortak hedefleri sonuçlandığı an heterofilik uyum bozuluyor, yani iş bittiğinde dostluk da bitiyor. Kazan – kazan durumu da diyebiliriz.

Birinci sınıf lisansüstü öğrencileri üzerinde yapılmış sosyal ağ bağları temsili

30 Ocak 2018’de Nature Communications’ta yayımlanan araştırmada, gerçek hayatta aynı sosyal çevrede bulunan insanların beyinlerinin, videolara nasıl tepkiler verdiği gözlemlendi. Yapılan analizlerde arkadaş olan kişilerin birbirine çok benzer sinirsel aktiviteye sahip oldukları gözlemlendi. Katılımcıların sinirsel aktiviteleri, fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) yöntemiyle gözlemlendi. Katılımcılara politika, bilim, komedi ve müzik klipleri gibi farklı konularda ve türlerde videolar, aynı anda ve aynı sırada izletildi. Sonrasında yakın ve daha mesafeli ilişkileri olan kişilerin sonuçları kıyaslandı.

Sonuçlara göre, arkadaşlarımızla çevremizdeki dünyayı, tanımadığımız insanlara göre dikkat çekici derecede benzer yorumluyoruz.  Anlaşıldı ki yakın sosyal ilişkileri olan ya da benzer çevrelerde yetişen kişilerin beyinlerindeki duygusal tepki merkezi aynı seviyede çalışıyor.

Araştırma sonucunda sosyal bir tür olan bizlerin bu ilişkileri neye göre kurduğu ve hangi bileşenler sebebiyle devam ettirdiğine dair ilginç bulgular elde edilmiş fakat benzerliklerimizi, tencere – kapak misali bilinç dışı bir metotla mı fark edip birbirimize yaklaşıyoruz yoksa bambaşka insanlarken birbirimizi etkileyip aynı kişiye mi çeviriyoruz, bunlar araştırması gerekilen faktörlerden.

Kaynak: https://www.nature.com/articles/s41467-017-02722-7