Bir süre önce nasıl astronot olunacağına değinmiştik, dedik ki elimizi atmosferden çıkartıp bu işlere bulaştırdıysak biraz daha ileri gidelim.

Astronot olmanın tüm şartlarını yerine getiren seçilmiş kişilerdenseniz eğer, orada başınıza nelerin geleceğini bilmek hakkınız diye düşündük. Yani en azından biyolojik değişimleri bilin, önleminizi alın.

Uzay ile ilgilenen birisi iseniz Scott Kelly’i tanıyorsunuzdur. Tanımayanlar için özet geçmemiz gerekirse uzayda en uzun süre görev yapmış, 1 Mart 2016’ta Dünya’ya dönmüş, kel ve şirin bir adam diyebiliriz onun için. O kadar şirin ki, ondan bir tane daha var: İkizi Mark.

NASA, Mars ve ötesine uzun süreli uçuşlar için çeşitli deneyler yapmaya asla ara vermezken “Elimizde biri astronot, biri dünya vatandaşı ikizler de varken neden deney yapmayalım?” demiş.

İkiz Çalışması olarak da bilinen bu deneyde, Kelly’nin uzayda yaklaşık bir yıl harcadığı, yüzey örnekleri topladığı ve ikizi Mark Kelly’nin ise Dünya’da çocuklarını okula götürüp çimleri biçtiği bir deney olarak start aldı. Kelly döner dönmez ise deney sonuçları için incelemelere başlandı.

Önce Kelly’nin mikrogravitesi incelendi. Yani uzaya çıktığında tüm bedeninde olan değişimlere, kas kitlesine, yer çekimsiz ortamın bedenine yaptığı her şeye bakıldı. Anlaşıldı ki tahminlerin üzerinde bir değişim yaşanmıştı.

Araştırma, NASA’nın İnsan Araştırma Programı tarafından yürütüldü ve ön bulgular 23 Ocak 2017 haftasında Araştırmacı Atölyesi’nde yayımlandı. Bu bulgulara göre Scott Kelly, telomerlerin ve telomerazın, kemik yoğunluğunda ve gastrointestinal değişikliklerde bir azalma olduğunu, bunların hepsinin inflamasyon1 olduğunu göstermişti.

Son dönemde popüler olan Telomeraz aktivitesi, en basit haliyle bizim uzun yaşam formülümüzdür. Telomerlerin uzunluğu, her hücre bölünmesi sırasında kısalır ve bu yavaş yavaş yaşlanmamıza sebep olur fakat artan Telomeraz aktivitesi de kansere yol açabilir, bıçak sırtı bir konudur. Bütün bunların uzay aracının oksijen yoksunluk stresi, artan inflamasyon ve gen ifadesini etkileyen dramatik besin değişiklikleri ile ilişkili olduğu düşünülüyor.

Dünyaya döndükten sonra işler iyi gitmeye başladı ve Scott Dünya’nın yerçekimine yeniden tepki verme sürecini başlattı. Uzayda yaşadığı biyolojik değişimlerin çoğu, onun ön kontrol durumlarına neredeyse geri döndü. Bazı değişiklikler altı ay sonra devam ederken bazı değişiklikler inişten saatler veya günler sonra eski çizgisine geri döndü.

İşin genetik boyutuna gelirsek Scott Kelly’nin genlerinin yüzde 93’ünün Dünya’ya döndükten sonra normale döndüğünü ve kalan % 7’lik noktanın eksik olduğu gözlendi. İncelemelerde hiçbir bilişsel değişim olmadığı gözlendi ki Scott’ın evi olarak kabul ettiği uzayın onun psikolojisini etkilemeyeceği de aşikardı aslında.

Böylelikle İkiz Çalışması, NASA’nın 2030’larda bir yerlerde gerçekleşmesi beklenen “Mars’a Yolculuk” için hazırlanma çabalarına ilişkin önemli rol oynadı. ISS’de yürütülen bu ve diğer çalışmalar, astronot sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkilerin neler olacağını ve bunların nasıl hafifletilebileceğini araştırıyor.

Böylelikle İkiz Çalışması, NASA’nın 2030’larda bir yerlerde gerçekleşmesi beklenen “Mars’a Yolculuk” için hazırlanma çabalarına ilişkin önemli rol oynadı. ISS’de yürütülen bu ve diğer çalışmalar, astronot sağlığı üzerindeki uzun vadeli etkilerin neler olacağını ve bunların nasıl hafifletilebileceğini araştırıyor.

Günden güne mahvettiğimiz Dünya’nın alternatifi kabul ettiğimiz Mars yolculuğumuz ortalama 150 ile 300 gün sürecek. Bu süreç içinde giden şanslı! Şanslılardansanız eğer yaşayacağınız semptomların özeti bu şekilde. Karar sizin.

Tüm serüvenin belgeseli “Beyond a Year in Space”in fragmanı da şuracıkta dursun.