Son zamanlarda okulda da hep konuştuğumuz konulardan olan savaşın içindeki çocuklar teması aslında bize çok fazla şey anlatıyor.

Savaşın çocuklar üzerinde bıraktığı etkilerle ilgili birçok film ve belgesel izledim. Her biri farklı yerlerde farklı savaşlar olsa da acıları aynı, hepsi hayatta kalmak için mücadele veriyor. Örneğin; “Kaplumbağalar da Uçar” Irak’ta savaşın ortasında kalan çocukların zorluklarla mücadelesiydi. Güncel bir film olan Ayla da Kore Savaşı’nı işliyor. Ayrıca Çizgili Pijamalı Çocuk ve Elveda Çocuklar filmleri daha eski bir savaş olan İkinci Dünya Savaşı yıllarında Avrupa’da savaşı hissetmiş çocukları anlatıyor.

Bu filmler ayrı hikayeler ayrı zamanlar olsa da insana aynı şeyi sorduruyor. “Hiçbir çocuğun savaşı hak etmediği besbelli ortadayken neden bunlara katlanmak zorundalar?” Bu sorunun cevabı yok. Çünkü kalbi karanlık insanlar bu dünyada yaşadığı sürece binlerce insan gözyaşı dökmeye, savaşı görmeye ve yaşamaya mecbur kalıyorlar. İzlediklerim bana gösterdi ki savaş bitse de bitmeyen bir şey. Mesela; Elveda Çocuklar filminde İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bazı Yahudi çocuklar, Fransa’da rahiplerin eğitim verdiği yatılı bir okula gizlice girip eğitim almayı başarıyorlar bir süre eğitim alıyorlar ama uzun sürmüyor. Çünkü bu savaş çocukları hep benliklerini saklamak zorundalar ve arkadaşlık kurmaları da çok zordur. Silahlı çatışmalar bitse de insanın kalbindeki çatışmalar bitmez, çocuklar kalplerinde hep onlarla savaşmak zorunda kalırlar.

Savaş şüphesiz herkes için korkunç. Bu korkunç olayın içinde çocukları hayal etmek.. Savaş rüzgar gibi her şeyi yıkarken, çocuklar toz gibi sürükleniyorlar. Yetişkinler bazen taş gibi güçlü kalabilirler ama çocuklar için böyle değildir. Onlar için yarın hep bulanıktır.

 

Editörün Notu: Arsız Çocuk bölümümüzde yazarlarımızın gelişimini takip edebilmek amacıyla yazım ve noktalama yanlışları düzeltilmemektedir.